29 Ocak 2015 Perşembe

Refkeksoloji

Refkeksoloji
Refleksoloji, el ve ayakta bulunan bazı sinir noktalarının, el yardımı ile bir takım teknikler kullanılarak uyarılması işlemidir.  Bu sinir noktalarından açığa çıkan elektrokimyasal sinyaller, sinir hücrelerini  uyarır ve kan dolaşımını hızlandırır. Böylece bu sinir ve kan damarının beslediği organ da uyarılmış olur. Refleksoloji, destekleyici ya da tamamlayıcı bir tedavi yöntemidir. Panik atak ve depresyon hastalığının tedavisinde destekleyici tedavi olarak uygulanmaktadır. Refleksoloji,özellikle otistik ve spastik engelli çocuklar ile felçli hastalarda olumlu yönde gelişmelerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Refleksoloji, bu konuda uzmanlaşmış kişilece yapılmakatdır.

refleksoloji konusunda uzman kişileri bulabilirsiniz. 

Nedeni Bilinmeyen Ateş

 Ateş
Vücut sıcaklığının normal sınırlar üzerine çıkması durumuna ateş denir. Normal şartlarda vücut sıcaklığı 36.5°C-37 °C arasındadır. Vücut sıcaklığının 38 °C ve daha yüksek ölçülmesi ateş olarak kabul edilir.  Vücut sıcaklığı ölçümü çeşitli vücut bölgelerinden yapılabilir. Vücut sıcaklığını en doğru biçimde gösteren ölçüm, rektal (makat) yolla yapılan ölçümdür.  Ağız yoluyla ölçülen sıcaklık makat yoluyla ölçülen sıcaklıktan 0.5 °C daha düşüktür. En yüksek sıcaklık makattan yapılan ölçümde, en düşük sıcaklık ise koltuk altı yoluyla yapılan ölçümde elde edilir. Pratikte sıcaklık ölçümü için en sık kullanılan bölge koltuk altıdır.

Ateşin çeşitli nedenleri vardır. Enfeksiyon bunlardan sadece biridir. Yani her ateş enfeksiyondan kaynaklanıyor anlamına gelmez. Nedeni bilinmeyen ateş, en az 3 hafta devam eden, yapılan birkaç ölçümde 38,3°C’nin üzerinde saptanan ve hastaneye yatırılarak yapılan incelemelerde 1 hafta içinde veya ayaktan yapılan 3 poliklinik muayenesinde nedeni belli olmayan ateştir. Nedeni bilinmeyen ateşi olan çoğu kişi, sonunda enfeksiyon, kanser ya da otoimmün bir hastalık (bağışıklık sistemi bozukluğu) tanısı alır.


Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji, iç hastalıkları (dahiliye), çocuk enfeksiyon hastalıkları ve çocuk sağlığı ve hastalıkları (pediatri) bölüm doktorları ve ateşli hastalıklar ile ilgilenmektedir.

Nedeni bilinmeyen ateş ile ilgili ayrıntılı makaleler için tıklayınız.

Kekemelik

Kekemelik ; düzenli ve akıcı bir şekilde konuşamama, konuşma sırasında duraklama , bazı sesleri ya da sözcükleri tekrar etme veya bir heceyi uzatarak söyleme durumudur. Kememeliğin çeşitli nedenleri olabilir. Bunların bazıları; çocuğun anne ve babadan ayrılması, yeni bir kardeşinin olması, çocuğunun korkması ya da korkutulması ve anne ve babanın çocuk üzerine olan baskıcı tutum ve davranışlarıdır. Kekemelik tedavisi psikiyatri, çocuk ve ergen psikiyatrisi doktorları ve psikologlar tatafından yapılmaktadır. 

Ergen (Adolesan) Sağlığı

 Ergen (Adolesan) Sağlığı
10-17 yaşları arasındaki çocukların (ergen) fiziksel, cinsel, psikolojik ve sosyal gelişimleri ile ilgilenen çocuk sağlığı ve hastalıkları bölümünün bir ünitesidir. Ergenlerin boy ve ağırlık ölçümleri ile ilgili değerlendirmeler, yeme bozukluklarının tedavisi, obesite, zayıflık, sporcu sağlığı, kemik sağlığı ve kemik erimesinden korunma, yorgunluk, adolesan yaş dönemindeki kızlarda görülen  adet düzensizlikleri, ağrılı adet, adet öncesi gerginlik, pelvik ağrı, vajinal akıntılar, erkek adolesanlarda varikosel ve inmemiş testis, her iki cins de sağlıklı cinsel yaşam vecinsel yolla bulaşan hastalıklardan  korunma, kızlarda ve erkeklerde meme problemleri, hormonal bozukluğa bağlı olmayan aşırı kıllanma, fiziksel, cinsel ve psikososyal istismar ve ihmal konuları ile ilgili sorunların tedavileri  ve izlemleri ile ilgilenir.
Adolesan hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayınız.

Ayak Mantarı

 Ayak Mantarı
Ayak mantarı ya da tinea pedis, ayak derisini ve özellikle de ayak parmak arasını etkileyen bir mantar hastalığıdır. Ayak mantarı en sık görülen mantar enfeksiyonudur. Cildi kuru ve temiz tutmak ayak mantarından korunmanın en önemli yoludur.  Ayak mantarı bulaşıcıdır, mantarın bulaşmış olduğu (enfekte) zemin, ayak, terlik ya da diğer yüzeylerle temas sonucu bulaşır. Nadir de olsa ayak mantarının üzerine bir bakteri enfeksiyonueklenebilir.

Ayak mantarının belirtileri; ayak parmak arasında yanma ve kaşınma, ayakta kızarıklık, ayak derisinde kabarıklık, pullanma ve çatlak, ayak tırnağında kalınlaşma ve renk değişikliğidir. Ayak mantarı tanı ve tedavisi dermatoloji (cildiye)doktorları tarfından yapılmaktadır.

Alzheimer Hastalığı Nedir?

 Alzheimer
Bunama, zihnin fonksiyonlarındaki kayıp demektir. Bunamanın çeşitli nedenleri vardır. Bunamanın en sık nedeni Alzeimer hastalığıdır. Yaşlanmayla birlikte kişinin beyin hücrelerinde ölüm olmaktadır. Ancak Alzeimer hastalığında, beyin hücrelerinin ölümü beklenenden daha erken ve hızlı bir şekilde olmaktadır. Hücre ölümüyle birlikte, beyin de de küçülme meydana gelir. 

Bu hastalığın belirtileri genellikle yavaş yavaş ortaya çıkar ve giderek kötüleşir. Bazılarında ise  belirtiler hızla kötüleşir. Başlıca belirtiler hafıza problemlerini, rutin günlük işleri yapamama, insanları hatırlamada problem, kişilik değişiklikleri, konuşma problemleri ve davranış değişikliklerini içerir. Alzheimer hastalığı ile nöroloji (beyin ve sinir hastalıkları) ve geriatri (yaşlılık hastalıkları)bölümü ilgilenir. 

Akupunktur

 Akupunktur
Akupunktur, insan vücudundaki bazı özel noktalarına,  özel bir iğne olan akupunktur iğnesi batırılarak yapılan bir tedavi yöntemidir.  Bu işlem bu konuda uzmanlık eğitimi almış kişiler tarafından uygulanmaktadır. Bu kişilere akupunktur uzmanı (akupunkturist) denir. Bu tedavi yönteminde kullanılan iğneler, ilaç enjeksiyonunda kullanılan iğnelere göre çok daha incedir ve uçları onlarınki kadar keskin değildir ve bu yüzden acı vermezler.
İğnenin  akupunktur noktasına batırılması, buradaki sinir ucunun uyarılmasına neden olur. Bu uyarı sinir yoluyla omuriliğe ve oradan da beyindeki bazı merkezlere kadar ulaşır. Bunun sonucu olarak vücudumuzda çeşitli kimyasal maddeler (hormon) salgılanır ve bu kimyasal maddeler kan yoluyla hastalıklı olan bölgeye ulaşırlar ve orada iyileştirici etkilerini gösterirler.
Günümüzde akupunktur başlıca sigara bırakma, kilo verme, baş ağrısı (migren), boyun-bel fıtığı ve yatak ıslatma gibi durumların tedavisinde kullanılmaktadır.

Aşağıdaki listede akupunktur konusunda deneyimli uzmanlarını görmektesiniz.

Akciğer Embolisi (Akciğer Pıhtı Atması, Pulmoner Emboli)


 Akciğer Embolisi
Pulmoner arterin (sağ kalpteki kirli kanı akciğere götüren ana damar) bir kan pıhtısı tarafından tıkanması durumudur. Kol, bacak ve diğer organların toplar damarları, içlerindeki kirli kanı sağ kalbe taşırlar ve damarın genişliği (çap), kalbe yaklaştıkça artar. Kan pıhtısı (trombüs), genellikle bacaktaki bir vende (toplardamar) oluşur. Ven duvarına yapışan pıhtı burada birikmeye başlar ve giderek büyür. Pıhtının bir kısmı ya da tamamı kopar, sağ kalp boşluğuna gelir ve buradan pulmoner artere (akciğer atardamarı) geçer. Bu arterin genişiliği, damar akciğere yaklaştıkça giderek daralır. Bu yüzden pıhtı (emboli), biraz ilerledikten sonra arterin bir yerinde takılıp kalır ve kan akışını engeller. Bu durum akciğerlerdeki dolaşımı bozar ve akciğerler iyi çalışamaz hale gelir. Eğer pıhtı çok büyükse aniden ölüm meydana gelir.
Yeni geçirilen ameliyat, daha önceden geçirilmiş emboli (pıhtı) öyküsü, kanser hastalığı, hareketsizlik, uzun süre oturma, doğum kontrol hapı kullanmak, ameliyat ve gebelik akciğer embolisine neden olabilecek durumlardır.

Akciğer embolisinin başlıca belirtileri; öksürük, nefes darlığı, solunum sırasında kaburgalarda ağrı, göğüs ağrısı, hızlı solunum, artmış kalp hızı, ciltte mavi renk değişikliği (siyanoz), zayıf nabız ve bilinç bulanıklığıdır.

Göğüs hastalıkları, çocuk göğüs hastalıkları, iç hastalıkları (dahiliye), çocuk sağlığı ve hastalıkları, hematoloji ve çocuk hematolojisi akciğer embolisinin tanı ve tedavisi ile ilgilenen bölümlerdir.


Abdominal Aort Anevrizması (Karın Anadamarında Balonlaşma)

 Karın Anadamarında Balonlaşma
Anevrizma, kan damarınında meydana gelen anormal bir genişleme (balonlaşma) durumudur. Anevrizmalar hem arterlerde (atardamar) hem de venlerde (toplardamar) meydana gelebilir, ancak arterlerde daha çok görülür. Anevrizma nedenleri arasında, damar duvarındaki yaralanma, damar hastalıkları ya da doğuştan olan bazı damar bozuklukları bulunmaktadır. Çeşitli nedenlerden dolayı damar duvarında meydana gelen zayıflık, damar duvarının buradan dışa doğru balonlaşmasına neden olur. Damar duvarında oluşan anevrizma, damar içindeki yüksek kan basıncının etkisiyle giderek büyümeye başlar ve sonunda patlayarak damar duvarı yırtılabilir.
Anevrizmanın başlıca tipleri arasında; kalpten çıkan ana arter olan aortada meydana gelen aort anevrizması, beyin damarlarında oluşan beyin anevrizması,  kol, bacak, kasık ve boyun damarlarında  oluşan periferik arter anevrizması bulunmaktadır.
Anevrizma, çevresindeki organ ya da dokulara bası yapacak kadar şişip büyümedikce ya da patlayıp yırtılmadığı sürece, genelde herhangi bir belirti vermez. Belirtiler anevrizmanın büyüklüğüne ve  bulunduğu yere göre değişir.
Abdominal aort anevrizması (karın anadamarı anevrizması); karında zonklama (atma) hissi, karın ağrısı, karnın bir bölgesinde hissedilen derin ağrı ve bel ağrısı gibi belirtilere neden olabilir. Eğer anevrizma patlayıp yırtılırsa, ani ve çok ciddi bir karın ağrısı, bulantı, terleme, sıcak ve yapışkan bir cilt ve hızlı kalp atımı (çarpıntı) meydana gelir. Karın aort anevrizmasının patlaması sonucu oluşan bu iç kanama, hastanın şoka girmesine ve ölümüne neden olabilir.
Anevrizmaların tanısında kullanılan tetkikler arasında; ekokardiyografi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntülemesi (MRG) ve anjiyografi bulunmaktadır. Anevrizmanın tedavisi; anevrizmanın büyüklüğüne ve bulunduğu yere bağlıdır. Genellikle anevrizmalar ameliyat ile tedavi edilir.

Abdominal aort anevrizması (karın aort anevrizması) ameliyatı, anevrizma cerrahisi konusunda deneyimli olan kalp ve damar cerrahisi uzmanlarınca yapılmaktadır. 

25 Ocak 2015 Pazar

Varikosel (Testis Damar Genişlemesi)

 Testis Damar Genişlemesi
Varikosel, skrotum adı verilen testis torbası içinde bulunan testislerin etrafındaki toplar damarların genişlemesidir. Damarlar genişlediğinde, genişlemiş olan bu damarlar içerisinde kan göllenir. Kanın gölleenmesi sonucu skrotum içindeki ısı yükselir. Normalde skrotum içindeki sıvı, karın içindeki ısıya göre 1-2 derece dah düşüktür ve bu sıcaklık testiste sperm hücrelerinin üretimi için olması gereken sıcaklıktır. Skrotum içinde sıcaklık yükselmesi, sperm hücresi üretimini bozar ve bu hücrelerin sayı ve hareketlerinde azalma  ve sonuçta kısırlık oluşur. Zamanla testislerde küçülme (atrofi) meydana gelir.

Vaikoselin tedavisi ameliyattır. Bu ameliyat genel (tam narkoz) veya spinal (yarım narkoz) anestezi altında uygulanır. Kasık bölgesinden yapılan yaklaşık 2-3 cm’ lik bir kesiyle testisin damarlarına ulaşılır. Ameliyatın bundan sonraki aşamasında bir ameliyat mikroskopu kullanılır. Mikroskop altında genişlemiş toplar damarlar bulunur ve diğer normal damarlardan ayrılarak bağlanır. Mikroskop kullanılmadan yapılan klasik ameliyatlarda, testisi besleyen atar damarlar ve lenf damarları bağlanabilmektedir. Bunların bağlanması, hidrosel (skrotumda sıvı birikmesi), testiste küçülme (atrofi) ve genişlemiş tüm toplardamarların bağlanmaması sonucu hastalığın tekrar etmesi (nüks varikosel) gibi  istenmeyen durumlara yol açabilir.


Varikosel ameliyatı (varikoselektomi), androloji ve mikrocerrahi konusunda uzmanlaşmış olan üroloji doktorları tarafından yapılmaktadır. 

Üroloji Hakkında

 Üroloji
Üroloji bir tıp bilimidir. Cerrahi tıp bilimleri arasındadır, yani ilgi alanına giren hastalıkların tedavisinde gerektiğinde cerrahi işlem (ameliyat) uygular.  Ürolojinin hastalarını, her yaş gurubundan olmak üzere, hem erkekler hem de kadınlar oluşturur. Üroloji bölümü, erkeklerde ve bayanlarda böbrek üstü bezi ve böbrek, iç idrar kanalı (üreter), idrar kesesi (mesane) ve dış idrar kanalından (üretra) oluşan üriner sistem ile erkeklerde prostat, meni kesesi, testis ve penisten oluşan üreme sistemi ile ilgili hastalıkların tanısı ve tedavisi ile ilgilenir. Üroloji konusunda uzmanlaşmış doktorlara üroloji doktoru ya da ürolog adı verilir. Çocuk ürolojisi, ürolojinin bir üst uzmanlık alanıdır. Ayrıca ürolojinin üroonkoloji, kadın ürolojisi, nöroüroloji, androloji, endoüroloji, rekonstrüktif üroloji gibi alt birimleri bulunmaktadır. 

Tüp Bebek (IVF)

 Tüp Bebek
Normal şartlarda kadının yumurtası ile erkeğin spermi kadının yumurtalık tüplerinde birleşerek  döllenme olayı meydana gelir ve oluşan embriyo rahim duvarı içine yerleşir.  İn vitro fertilizasyon (IVF), halk arasındaki tüp bebek adıyla bilinir. Bu işlemde, kadının yumurtalığından alınan bir yumurta hücresi, erkeğe ait bir sperm hücresi tarafından,  vücut dışındaki bir ortamda (in vitro) sunî olarak döllenir ve bu döllenmiş yumurta (zigot), kadının rahiminin içine yerleştirilir ve daha sonraki gebelik süreci burada devam eder.  IVF, kısırlık tedavisinde diğer tedavi yöntemleri başarısız olduğunda kullanılan önemli bir tedavi yöntemidir.


İn vitro fertilizasyon (İVF) bir kısırlık tedavi yöntemidir. İVF yumurta kanalı problemleri nedeniyle gebe kalamayan kadınlar veya erkeğin düşük sperm sayısı nedeniyle gebeliğin olmaması  durumlarında kullanılan bir tedavidir. IVF, üreme endokrinolojisi ve infertilite (tüp bebek) konusunda uzmanlaşmış kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından uygulanır. 

Tüb bebek ile ilgili detaylı makale için tıklayınız.

Testis Kanseri (Testis Tümörü)

 Testis Kanseri
Testis tümörü ya da kanseri, testisteki hücrelerden köken alan bir kanser türüdür. Testis kanserinin birçok çeşidi vardır. Hastalığın gidişatı ve vücudun diğer bölümlerine yayılması (metastaz)  tümörün çeşidine bağlıdır. Testis kanseri seminom ve seminom olmayan tümörler diye iki guruba ayrılır. Kanser genellikle bir testiste  ve en sık olarak 20-40 yaş arası genç erkeklerde görülür.


 Testis Tümörü
Tipik belirtiler; genellikle ağrısız olan testis büyümesi, testiste ağırlık hissi, sırt ağrısı ve karnın alt bölümünde ağrıdır. Testis kanseri ile özellikle üroonkoloji konusunda uzmanlaşmış olan üroloji doktorları ilgilenir. Üroloji doktoru, gerektiğinde ışın tedavisi ya da kemoterapi için radyasyon onkolojisi ya da tıbbi onkoloji doktorlarından yardım alabilir.



Testis kanseri hakkında makale için tıklayınız.

Romatoloji

 Romatoloji
Kas, kemik, eklem  ve bu yapıları birbiriyle birleştiren bağlarda ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı ve bazen şekil bozukluluğuna neden olan hastalıklara genel olarak romatizmal hastalıklar adı verilir. Romatizmal hastalıklar kalp, damar, böbrek, deri ve akciğer gibi diğer organları da etkileyen sorunlara neden olabilir. Romatoloji; romatizmal hastalıkların tanı ve tedavisi ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Bu konuda uzmanlaşmış doktorlara romatoloji uzmanı veya romatolog denir.

Romatoloji ile ilgili bilgi almak için tıklayınız.

Romatoid Artrit (İltihaplı Romatizma)

 İltihaplı Romatizma
Romatoid artrit  ya da iltihaplı eklem romatizması, bağışıklık sistemi bozukluğu sonucu gelişen otoimmün bir hastalığın neden olduğu bir eklem iltihaplanması çeşididir. Romatoid artrit eklemlerde ağrı, şişlik ve şekil bozukluğuna, ayrıca yorgunluk, sabah sertliği, yaygın kas ağrıları, iştahsızlık ve güçsüzlük gibi şikayetlere de neden olur. Bu hastalıkta eklem örtüsünde (sinoviyal örtü) oluşan hasar, eklem ağrısına ve eklemde şekil bozukluğuna neden olur. En sık 20-60 yaş arasında görülür. Kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha sıktır.

Romatoid artritin tipik belirtileri; yorgunluk, sabah katılığı (genellikle 1 saatten uzun sürer), yaygın kas ağrıları, iştahsızlık, güçsüzlük ve özellikle el eklemlerde şekil bozukluğudur.


Romatoid artrit  ya da iltihaplı eklem romatizması tanı ve tedavisi ile romatoloji, çocuk romatolojisi, iç hastalıkları (dahiliye) ve çocuk sağlığı ve hastalıkları doktorları ilgilenir. 

İltihaplı romatizma ile ilgili makaleler için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Romatizmal Hastalıklar

Romatizmal hastalıklar, vücudun hareketini sağlayan kas, eklem ve kemiklerde şişlik, ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açan, iç organlarda çeşitli rahatsızlıklara neden olan hastalıklardır. Romatizma tek bir hastalık olmayıp, iki yüzden den fazla çeşidi bulunmaktadır. Akut eklem romatizması, iltihaplı romatizma, romotoid artrit, Behçet hastalığı başlıca bilinen romatizmal hastalılardandır. Romatizmal hastalıklar ile romatoloji ve çocuk romatolojisi bölümleri ilgilenir. 

Romatizma

 Romatizma
Romatizmal hastalıklar, vücudun hareketini sağlayan kas, eklem ve kemiklerde şişlik, ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açan, iç organlarda çeşitli rahatsızlıklara neden olan hastalıklardır. Romatizma tek bir hastalık olmayıp, iki yüzden den fazla çeşidi bulunmaktadır. Akut eklem romatizması, iltihaplı romatizma, romotoid artrit, Behçet hastalığı başlıca bilinen romatizmal hastalılardandır. Romatizmal hastalıklar ile romatoloji ve çocuk romatolojisi bölümleri ilgilenir.
Romatizma hakkında bilgi için tıklayınız 

Romatizma tedavisi

Romatizmanın tedavisi iltihaplı ya da iltihapsız olmasına göre değişir. Romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılan başlıca tedavi yöntemleri arasında anti romatizmal ilaçlar adı verilen ağrı kesiciler, çeşitli fizik tedavi yöntemleri, termal sular ve kaplıca tedavileri ve bazen cerrahi işlemler bulunmaktadır. 

Romatizma Doktoru

 Romatoloji
Romatoloji uzmanları, romatizma doktorları olarak da bilinir. Romatoloji; romatizmal hastalıkların tanı ve tedavisi ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Romatoloji, iç hastalıkları ya da fizik tedavi bölümünün bir üst uzmanlık alanıdır. Romatizma hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bu kişilere romatolog adı verilir. Kas, kemik, eklem  ve bu yapıları birbiriyle birleştiren bağlarda ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı ve bazen şekil bozukluluğuna neden olan hastalıklara genel olarak romatizmal hastalıklar adı verilir. Romatizmal hastalıklar kalp, damar, böbrek, deri ve akciğer gibi diğer organları da etkileyen sorunlara neden olabilir. 

Romatizma Belitirleri

Romatizma hastalığının başlıca belirtileri;

 Romatizma
Eklem ağrısı: Eklem ağrılarının başlıca nedenleri arasında şişmanlık, romatizmal hastalıklar,  eklem iltihabı, eklem kireçlenmesi, çeşitli spor aktiviteleri ve kazalar bulunmaktadır.

Eklem katılığı: Eklem katılığı, eklem hareketleri sırasında duyulan zorlanma hissidir. Buradaki zorlanma kas zayıflığı ya da eklemdeki ağrı değildir.  Eklem katılığı genellikle eklemin iltihabı ile birlikte olur. Özellikle sabah yataktan kalktıktan, uyuduktan ya da bir süre dinlendikten sonra ortaya çıkan katılığa sabah tutukluğu denir.  Sabah katılığı daha çok romatoid artritte görülür. Günlül rutin harekete başladıktan bir iki saat sonra katılık azalır ya da tamamen geçer.

Eklem kızarıklığı: Eklem kızarıklığı, eklem üzerindeki ciltte kızarıklık ağrı olması halidir. Genellikle nedeni eklem iltihabıdır (artrit).

 Romatizma Belirtileri
Eklemde şişlik: Bir eklemin şişmesinin  en önemli nedeni, eklem içindeki eklem sıvısının artmasıdır. Normalde eklem içinde bir miktar sıvı bulunur. Bu sıvı, eklemi saran zar tarafından yapılmaktadır. Çeşitli nedenlerden dolayı eklem zarı aşırı sıvı üretirse eklem sıvısı artar ve eklem şişer. Diz eklemindeki şişliğin nedenleri; enfeksiyon, yaralanma (travma), artrit (iltihap), osteoartrit (kireçlenme), diz ekleminde menisküs yırtığı, dejeneratif eklem hastalığı, gut, yalancı gut ve romatoid artrit gibi romatizmal hastalıklardır.

Eklemde hareket kısıtlılığı: Bir eklemin yeteri kadar açılmaması durumudur. Bir eklem aracılığıyla, vücudun bir parçasının komşu bir parçaya göre hareket edebildiği miktara eklem hareket açıklığı denir.  Eklem hareket açıklığı, eklem ve eklem çevresinde bulunan kemik, eklem kapsülü, bağ, kiriş, kas, sinir, fasya ve cilt gibi tüm dokulara bağlıdır. Bu dokulardan herhangi birindeki bozukluk, eklem hareket açıklığında kısıtlanmaya yol açabilir.

 Romatizma Ağrıları
Eklemdeki sıcaklık artışı: Eklemdeki sıcaklık artışı, çoğunlukla eklem (artrit) ya da eklem içindeki yastıkçıkların iltihabında (bursit) meydana gelir. Artrit eklemin iltihaplanması demektir. Bu iltihaplanma tek bir eklemde ya da birden çok eklemde meydana gelebilir. Enfeksiyon, romatizma, travma,  osteoartrit (kireçlenme), gut, yalancı gut, romatoid artrit, lupus, ankilozan spondilit ve psoriyazis(sedef)  gibi bir çok hastalık artrite neden olabilir. Artritin belirtileri; eklemde ağrı, şişlik, kızarıklık, hareket kısıtlılığı ve şekil bozukluğudur.


Kas ağrısı (Miyalji): Kas ağrısı miyalji olarak da bilinir. Kas ağrısının nedenleri arasında kasın gerilmesi ya da aşırı kullanılması, Stres, aşırı egzersiz, yaralanma, kas yırtılmas, viral enfeksiyonlar, otoimmun hastalıklar, romatizma hastalıklar ve tümörler sayılabilir. 

Romatizma belirtileri hakkında deha fazla bilgi için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Psikolog

 Psikolog
Psikoloji, insanların davranış, düşünce ve duygusal yaşamlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Fen ve edebiyat fakültesine bağlı olan psikoloji bölümünden mezun olan kişiler psikolog unvanı kazanır.
Psikolojinin bazı alt dalları bulunmaktadır, bunlar; klinik, sosyal,bilişsel, gelişim, deneysel, endüstri, örgüt ve sağlık psikolojisidir. Psikologlar, tıp fakültesi doktoru olan ve psikiyatri konusunda ihtisas yapmış psikiyatristler gibi, depresyon, psikozlar ve şizofreni gibi durumları tedavi etmek için ilaç yazma yetkisine sahip değillerdir.
Klinik psikologlar, çeşitli psikolojik testler ve bir takım psikoterapi tekniklerini uygulama, psikolojik değerlendirmeler ve danışmanlık yapmak üzere eğitim almış profesyonellerdir.  Bazı özel eğitimlerden sonra psikoterapi yapmaya hak kazanırlar. Psikologlar, normalde psiyatristlerle birlikte çalışırlar, gerekli testleri hastalara uygularlar ve psikiyatristin hastalık tanısı koymasına ve tedavi etmesine yardımcı olurlar.

Psikolog doktorları görmek için tıklayınız.

Prostat Hakkında

 Prostat
Prostat erkeklerde bulunan bir organdır. Mesanenin (idrar torbası) hemen altında bulunur ve yaklaşık kestane büyüklüğündedir. Kendisi küçük olan bu organın yarattığı sıkıntılar büyüktür. Prostatın prostat büyümesi (BPH, iyi huylu büyüme), prostat kanseri ve prostat iltihabı (prostatit) olmak üzere başlıca üç grup hastalığı vardır.

Üretra denilen dış idrar kanalı mesaneden çıktıktan sonra prostatın içinden geçer. İdrar kanalının hemen etrafındaki hücreler, belli bir yaştan sonra büyümeye ve giderek idrar borusunu sıkıştırmaya başlar. Bu duruma iyi huylu prostat büyümesi (BPH) denir. BPH toplumda, belli bir yaşın üstündeki erkeklerde oldukça yaygındır.
Prostat büyümesinin başlıca belirtileri; gece işemek için sık sık uyanma, idrar yapmada zorluk (idrar tutukluğu), idrar yaparken ıkınma ihtiyacı, idrarın başlamasında gecikme, idrar bitimine doğru damlamalar, kesik kesik, çatallı işeme, idrar tazyikinde azalma, idrarda incelme, idrar yaptıktan sonra sanki içeride idrar varmış hissi, ağrılı idrar yapma, sık sık idrar yolu iltihabı geçirme, kanlı meni ve boşalırken ağrıdır. Bunların hepsi bir kişide gözükmeyebilir.
Prostat büyümesinin tedavisi hastalığın şiddetine ve prostatın büyüklüğüne göre değişir. Hafif derecede yakınmaları olan hastalarda bir süre ilaç tedavisi denenebilir. Daha cidddi şikayetleri olanlarda kapalı prostat ameliyatı (TURP veya prostatın transüretral rezeksiyonu, GreenLight veya yeşil ışık lazer tedavisi) veya açık prostat ameliyatı uygulanabilir.
 Prostat
Prostatit, prostat bezinin iltihabı  (inflamasyon, yangı) anlamına gelir. Bu iltihap ya enfeksiyona ya da irritasyona neden olan başka bir nedene bağlı olabilir. Prostatit akut prostattit (belirtiler hızla ortaya çıkar) ya da kronik prostatit (belirtiler daha müphem) şeklinde olabilir.
Prostatitin tipik belirtileri; ateş (akut prostatitte görülür), üşüme ve titreme, grip benzeri bir durum, sırtın alt bölgesinde ağrı, testislerde ve makat bölgesinde ağrı, idrar yaparken yanma ve sızılama, idrar yapmada güçlük ve idrar akımında azalma, idrar yaptıktan sonra idrar kesesinin tam boşalmadığı hissi, sık sık ve acilen idrar yapma ihtiyacı, dışkılama sırasında ağrı, kanlı idrar ve boşalırken ağrıdır.

Prostat kanseri genelde yavaş ilerleyen ve sıklıkla 60 yaş üstü erkeklerde gözlenen bir kanserdir.  45 yaş altındaki erkeklerde çok nadir de olsa görülebilir.
Erken evrede prostat kanseri hiç bir belirti vermez. Belli bir yaştan sonra (50 yaş) rutin yapılan sağlık kontrollerinde prostat spesifik antijen (PSA)  testinin yüksek olması ya da parmakla yapılan prostat muayenesinde şüphelenilir. Böyle bir şüphe olduğunda, daha sonra yapılacak işlem prostat biyopsisidir. Kesin tanı biyopsi ile konur.

Prostat hakkında doktorlardan bilgi almak için tıklayınız.

13 Ocak 2015 Salı

Prostat Büyümesi (BPH)

 Prostat Büyümesi
Prostat; erkeklerde mesanenin (idrar torbası) hemen altında bulunan ve kestane büyüklüğünde bir organdır. Üretra denilen dış idrar kanalı mesaneden çıktıktan sonra prostatın içinden geçer. İdrar kanalının hemen etrafındaki hücreler, belli bir yaştan sonra büyümeye ve giderek idrar borusunu sıkıştırmaya başlar. Bu duruma iyi huylu prostat büyümesi (BPH) denir. BPH toplumda oldukça yaygındır.
Prostat büyümesinin başlıca belirtileri; gece işemek için sık sık uyanma, idrar yapmada zorluk (idrar tutukluğu), idrar yaparken ıkınma ihtiyacı, idrarın başlamasında gecikme, idrar bitimine doğru damlamalar, kesik kesik, çatallı işeme, idrar tazyikinde azalma, idrarda incelme, idrar yaptıktan sonra sanki içeride idrar varmış hissi, ağrılı idrar yapma, sık sık idrar yolu iltihabı geçirme, kanlı meni ve boşalırken ağrıdır. Bunların hepsi bir kişide gözükmeyebilir.
Prostat büyümesinin tipik belirtileri

Prostat büyümesi ile ilgili sorularınızı doktorlarımıza sormak için

Prostat Ameliyatı

 Prostat Ameliyatı
Prostat büyümesi nedeniyle uygulanan prostat ameliyatı açık ya da kapalı olarak yapılmaktadır. Açık ameliyat artık, prostat büyümesi ile birlikte mesanede çok büyük taş ya da mesane divertikülü (balonlaşma) gibi durumlar olduğunda uygulanır. Bunun dışındaki ameliyatlar kapalı (endoskopik) yöntemlerle uygulanır. Ameliyat sırasında enerji olarak ya normal elektrik enerjisi ya da lazer enerjisi kullanılır.


Transüretral prostat rezeksiyonu (TURP), prostat büyümesinin (benign prostat hiperplazisi, BPH) cerrahi tedavisinde kullanılan bir işlemdir. Halk arasında kapalı prostat ameliyatı olarak da bilinir. Transüretral prostat rezeksiyonunda, hasta spinal (yarım narkoz) veya genel anestezi (hastanın tamamen uyutulması) altında iken penis ucundan girilerek, idrar kanalını tıkayan prostat dokusu traşlanarak küçük parçalar şeklinde kesilir ve bu parçalar dışarıya alınır. Bu işlemde prostat dokusunun sadece büyüyen kısmı (adenom), yani idrar kanalını tıkayan kısmı (içi) alınır, asıl prostat dokusu (prostatın kabuğu) kalır. Bu yöntem, prostat büyümesinin cerrahi tedavisinde  ‘altın standart’ olarak kabul edilir. Transüretral prostat rezeksiyonu bazen prostat kanserinde, hastalığa bağlı gelişen bazı şikayetleri gidermek içinde de kullanılır.
Bu işlemde normal elektrik enerjisi (monopolar, elektrokoter) kullanılır. Bazen farklı bir enerji türü (bipolar) kullanılır, bu durumda bu işleme bipolar TURP (plazmakinetik, turis, gyrus gibi ticari isimler) denir.
TURP’a alternatif tedaviler lazer terapi (PVP-fotoselektif prostat vaporizasyonu) ve transüretral mikrodalga terapidir (TUMT). TURP işlemi, endoüroloji konusunda deneyimli üroloji doktoru tarafından gerçekleştirilir.

Prostat ameliyatı ile ilgili sorular için tıklayınız 

11 Ocak 2015 Pazar

Mesane (İdar Kesesi) Kanseri

 Mesane Kanseri
Mesane kanseri, mesanenin içini döşeyen mukozadaki (mesane epiteli) hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması neticesinde oluşur.
Mesane kanseri; sadece mesaneiçini döşeyen mukozada sınırlı kalır ve mesane kasını tutmazsa buna ‘yüzeyel (derin olmayan, kası tutmayan)’ mesane kanseri, mukozayı aşıp da mesane duvarını oluşturan kasa da yayılmış ise buna ‘derin (kası tutan)’ mesaane tümörü denir. Yüzeyel mesane kanseri daha yaygın ve hastalığın daha hafif olan şeklidir. Bu hastalara genellikle penis ucundan özel bir alet ile girilerek ve kapalı olarak gerçekleştirilen  TUR (mesane tümörünün transüretral yolla rezeksiyonu) denilen bir ameliyat yöntemi uygulanır. Bu işlem sırasında ve patoloji sonucuna göre daha sonra belirli aralıklarla ve belli bir süre mesane içine bir takım ilaçlar (verem mikrobu, BCG, kemoterapi ilaçları) verilir.  Kası tutan mesane tümörlerinde ise hastanın mesanesi tamamen alınır (sistektomi) ve daha sonra bağırsaklardan yeni bir mesane yada idrar kanalı yapılır. Bu tedavilere ışın tedavisi (radyoterapi) veya kemoterapi de eklenebilir.

Mesane kanseri, ürolojinin bir alt birimi olan üroonkoloji  doktorları tarafından tedavi edilir. Üroonkolji uzmanı gerek duyduğunda hastasını radyosyon onkolojisi ya da medikal (tıbbi) onkoloji uzmanına yönlendirebilir.

Kısırlık

 Kısırlık
Kısırlık, bir çiftin istemelerine ve korunmasız bir cinsel ilişkiye rağmen, bir yıl içinde çocuk sahibi olamamaları durumuna denir. Erkelerde kısırlığa neden olan bir çok neden bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; enfeksiyonlar, hormon hastalıkları, genetik hastalıklar, kanser ilaçları gibi testislerde hasar meydana getiren bazı ilaçlar, çeşitli kimyasal maddeler, inmemiş testis ve testis etrafındaki damarların genişlemesidir (varikosel).  Kadınlarda ise yumurtalık (over) ve yumurtlama problemleri, hormonal hastalıklar (prolaktin yüksekliği, tiroit bozuklukları), yumurtalık ve rahim kanallarındaki tıkanıklıklar, doğuştan rahim bozuklukları, rahim içi yapışıklıkları, polipler, miyomlar ve endometriozis en sık görülen kısırlık nedenleridir.  Çiftlerdeki kısırlık incelemelerine daha kolay ve daha çabuk sonuç verdiği için öncelikle erkekten başlanmalıdır. Bu iş için öncelikle bir meni tahili (spermiyogram) yapılır. Eğer erkekte bir problem yoksa kadına yönelik incelemelere başlanmalıdır. Kısırlığın tanı ve tedavisi ile, özellikle androloji ile ilgilenen üroloji doktorları ve kadın hastalıkları ve doğum doktorları ilgilenir.
Kısırlık hakkında detaylı bilgi almak ve sorularınızı sormak için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Kas Ağrısı

 Kas Ağrısı
Kas ağrısı miyalji olarak da bilinir. Kas ağrısının nedenleri arasında kasın gerilmesi ya da aşırı kullanılması, Stres, aşırı egzersiz, yaralanma, kas yırtılmas, viral enfeksiyonlar, otoimmun hastalıklar, romatizmal hastalıklar ve tümörler sayılabilir. Kas ağrısı ile fiziksel tıp ve rehabilitasyon, romatoloji ve spor hekimliği bölümleri ilgilenir.